Priene antik kenti Didim-Güllübahçe yolu üzerinde, Mykale (Samsun) Dağının güney eteğinde yer almaktadır. Miletos, Myous, Ephesos, Kolophon, Lebedos, Teos, Klazomenai, Phokaia, Khios, Erythrai, Samos ile beraber Priene Ion Birliğine dahil olan 12 Kenti arasında yer almakta idi. Kenti kuranlar İonia’ya göç eden kolonistlerdi. Liderleri ise Atina’nın efsane kurucusu Kodros’un oğlu, Aepytos’tur. Bu nedenledir ki, Priene tarihsel süreçte hep Atina’ya bağlı kaldığı düşünülmektedir.
Kent ilk kurulduğu yerden Menderes nehrinin, Latmos Körfezini doldurmaya başlaması sonucu oluşan bataklık alandan uzaklaşılması için şu anki Priene Kentinin olduğu konuma taşınmıştır. Bu konumun bir çok önemli özelliği de bulunmakta idi. Su kaynağının olması, Ovaya hakim bir noktada olması ve bataklıktaki sivrisineklerden uzak olması mevcut yerin seçilmiş olmasının en önemli nedenlerin başında gelmekte idi. Yanda Latmos Körfezi ve Menderes Nehrinin körfezi doldurması ile oluşan Bafa Gölünün son hali görülmektedir.
Şehrin girişinde Mize Kartımızı gösterip şehre giriyoruz. Şehrin eski yollarında yavaş yavaş yukarı tırmanırken sağlı sollu eski yapıların kalıntıları arasından geçip ilerliyoruz.
Şehirde karşımıza çıkan ilk önemli kutsal alan Mısır Tanrıları Kutsal Alanıdır. M.Ö. 3 yy dan sonra Akdeniz Havzasındaki bir çok kentte görünen bu tapınakların esas nedeni Mısır’daki Ptolemaios Krallığının gün geçtikçe güçlenmesi ve buna paralel olarak inanışlarının da Akdeniz’in kuzey yakasında tanınmaya başlamasıdır. Aynı zamanda Yunan inanışında karşılığı bulunmayan, ölümden sonraki dünya ile ilintili olan Sarapis ve İsis kültleri de bu tapınakların inşasında etkili olmuştur.
Mısır Tanrıları Kutsal Alanını arkamızda bırakıp ilerlediğimizde karşımıza Roma Hamamının kalıntıları çıkacaktır. Günümüzde büyük bölümü yıkılmış olan bu yapıdan kalan kalıntılar çok kısıtlıdır. Uzunluğu 45 mt olan bu hamam kompleksi inşa edildiği MS 1y.y.’dan itibaren Priene’deki en büyük Roma Yapısı idi. Hamamda dört ayrı bölüm bulunmakta idi. Her dört oda farklı sıcaklık ve fonksiyona sahipti.
Hamam yapısından sonra karşımıza şehrin iyi korunmuş olan Tüyatro yapısı çıkıyor. Helenistik Dönem Tiyatrolarına örnek olan bu yapı 6.500 kişilik izleyici kapasitesine sahipti.
Tiyatro’da vakit geçirdikten sonra Agora‘ya gidebilirsiniz. Agora’da halen o dönemin esnaflarının taş tezgahlarını görebilirsiniz. M.S. 3 yüzyılda inşa edilmiş olan agora, şehrin merkezinde yer almakta idi. Üç tarafı stoalarla çevrili ve stoalarında arkasında magazinler bulunuyordu. Agora toplamda 2 blokluk bir araziyi kapsamakta ve 75,60 x 46,35 metre boyutlarında idi. Agoranın ortasında Hermes’e adanmış bir sunak bulunmaktadır. Bu sunağında doğusunda da taşlarla oluşturulmuş 2 platform yer almaktadır. Agoranın hemen yanında yer alan Gıda Pazarında ise o dönemde kullanılan satış tezgahları halen görülebilmektedir.
Athena Tapınağından aşağı doğru inip, sağ tarafa döndüğünüzde sizi antik dönemden kalma cadde karşılayacaktır. Bu yolun her iki tarafında da döneminde inşa edilmiş evler bulunmakta idi. Muhtemelen evlerin caddeye bakan zemin katları da dükkan olarak kullanılıyordu.
Şehirdeki gezimizin son durağı ise, Bouleuterion ve Prytaneion oluyor.
Bouleuterion, meclis binası olarak şehrin en iyi korunmuş yapıları arasında günümüze ulaşmıştır. 20mt x 21mt neredeyse kare forma sahip bir yapı olup, ortasında bir sunak bulunmaktadır. Toplam kapasitesi 640 kişi olup, zamanında üstü ahşap çatı ile kaplı olarak kullanılmakta idi. Bouleuterion’un hemen yanında yer alan Prytaneion ise bir nevi belediye binası gibi düşünülebilen, şehrin yürütme kuruluna ev sahipliği yapmakta idi.
İlgili Diğer Yazılarımız
2 thoughts on “PRIENE ANTİK KENTİ 2018”
Comments are closed.
Pingback: Doğanbey Köyü, Söke – SUMAKO ÇELEBİ
Pingback: Priene Antikkenti Nerede Nasıl Gidilir Ücret ; İyonya Bölgesi