EDİRNE, TÜRKİYE
Edirne gezimizi sevgili arkadaşlarımız Erdal ve Melike’ye borçluyuz. Kendilerini ziyaret etmek için Çorlu’ya gittiğimizde bizi Edirne’ye götürdüler ve beraberce çok hoş bir öğleden sonrayı Edirne merkezde geçirdik.
Trakya’da yer alan Tekirdağ ve Kırklareli ile komşu olan Edirne’nin nüfusu yaklaşık olarak 400 bin(2019) civarında Edirne, bir dönem Osmanlı Devletine başkentliği yapmış ve bu dönem içerisinde birçok eser kentte inşa edilmiştir.
Şehrin merkezi bizim önceden gezdiğimiz Üsküp ve Saraybosna’nın eskişehir kısmına çok benzerlik gösteriyor.
Bizim Edirne’ye gittiğimizde kış ayları içerisinde olmamıza rağmen sokaklar canlı ve gezmesi çok keyifli idi.
Kısıtlı vaktimizde şehir merkezindeki genel turumuz haricinde Ulucami ve Selimiye Camilerini gezme imkanını yakaladık.
Selimiye Camisi ;Edirne’nin neredeyse her yerinden tüm ihtişamı ile görülebilen, dört zarif minaresi, muhteşem kubbesi ile eşsiz mimarisi ile dünya tarihinin ünlü mimarlarından birisi olan Mimar Sinan’ın eseridir. Yapımına II.Selim’in emri ile 1568 yılında başlanan caminin inşası yedi yıl sürmüş ve 1575 yılında tamamlanmıştır. Osmanlı mimarisinin en önemli eseri olarak kabul edilen camiyi Mimar Sinan da “ustalık eserim” olarak tanımlamıştır.
Cami’nin mimarelerinin yüksekliği yaklaşık 86 mt dir. Caminin avlusundan girdiğinizde bu heybetli mimareleri daha yakından görebiliyorsunuz. Çok etkileyici bir mimariye sahip olan bu cami, 2011 yılında UNESCO Dünya Mirasları listesine dahil edilmiştir.
Caminin içerisine girdiğinizde sizi yerden 42 mt yükseklikte ve 31 mt çapında muhteşem bir kubbe karşılayacaktır sizi. Ayrıca caminin içerisindeki çini süslemeleri ve motifler görsel bir şölen ile sizi karşılayacaktır.
Edirne gezimizde görme fırsatı yakaladığımız diğer cami ise Eski Cami veya diğer adı ile Ulu Cami idi.
15. yy da inşa edilmiş olan Ulu Cami, Edirne’de Osmanlılar’dan günümüze ulaşmış en eski yapı olma Caminin yapımına, 1403’te Sultan I.Süleyman tarafından başlanmış, Çelebi Sultan Mehmet zamanında 1414’te de bitirilmiştir. Mimarı Konyalı Hacı Alaaddin, kalfası Ömer İbn İbrahim’dir.
Bu kısa öğleden sonra gezimizde Edirne’nin tadı damağımızda kaldı. İnşallah en yakın zamanda, havalar biraz ısınmaya başlayınca hem gezdiğimiz yerleri tekrardan görmek hem de hiç görmediğiniz yerleri keşfedebilmek için en azından bir gece konaklamalı olarak Edirne’yi tekrardan ziyaret etme fırsatını dört gözle bekliyor olacağız. Bu gezi fırsatını bize veren Melike ve Erdal’a da çok ama çok teşekkür ederiz.