Sagalassos Antik Kenti, antik dönemde Pisidia olarak bilinen bölgede yer almaktadır. Dağlık bir alanda, yamaca kurulmuş kentte tahminen bundan 12.000 yıl önce yerleşim başlamıştır.
Kent ulaşım zorlukları ve birçok yapının toprak ile üzerinin tarih içerisinde örtülmüş olması sayesinde iyi korunarak günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Kent seramik üretiminde ilerlemiş olup, bunun sayesinde iyi gelir elde ederek refah seviyesinin artmasını sağlamıştır.
Şehirdeki yapıları tanımaya başlamadan önce aslında bu şehirde suyun şehir yapıları için ne kadar önemli bir materyal olduğunu anlıyorsunuz. Şehirde zamanında bir çok gösterişli çeşme varmış Bunlardan günümüze ulaşan 3 tanesi şu an kentte görülebilmektedir. Bunların en muhteşemesi ise şu an orjinal haline göre restore edilerek suyun akışı da sağlanmış olan Antoninler çeşmesidir. Uzatmadan yapıları tanıtmaya başlıyoruz.
Şehrin girişinde sizi otopark ve gişenin karşıladğı alanda bir de büfe bulunuyor. Buradan ihtiyaçlarınızı da giderip, kenti gezmeye başlayabilirsiniz.
Kente ilk girdiğinizde sağınızda sizi KENT KONAĞI karşılayacaktır. İmparator Augustus döneminden itibaren kentin zenginler kentin altyapısına yatırım yaparak Roma Yönetiminin gözünde saygı kazanma yarışına girerler. Fakat bu durum MS4yy itibari ile değişerek artık zenginlerin kent için değil kendileri için özel yatırımlara girmeleri ile devam eder. Kent Konağı yapısıda buna en güzel örnekler arasında yer almaktadır. MS 4 yy de yapıldığı tahmin edilen konak içerisinde bir özel hama, üç iç avlu ve çok sayıda oda bulunmaktaydı. Konak MS 541-542 yılında yaşanan veba salgınından ve sonrasında MS 602-615 depreminin ardından küçük parçalara bölünerek kullanılmış. Hatta bir süre konağın bir bölümü han olarak dahi kullanılmıştır.
Kent Konağını sağımıza alıp ilerlediğimizde sol tarafımızda bizi İMPARATORLUK DÖNEMİ ROMA HAMAMI kalıntıları karşılayacaktır.
İmparator Hadrian zamanında (MS 118-137) döneminde Sagalassos, tüm Pisidia bölgesi için bir dini merkez haline gelir. Her yıl düzenlenen kutlamalara civar yerleşimlerden bir çok ziyaretçi gelmektedir. İşte bu hamam bu gelen ziyaretçileri ağırlamak ve ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile inşa edilmiştir. İnşaası 40 yılı aşkın bir süre sürer. (MS 120-165)
İmparator Hamamı, Sagalassos’un en büyük binası özelliğine sahiptir. Toplam kapalı alanı 5.000 m2 civarındadır. Yapının duvarlarında Roma betonu kullanılmıştır. Yapının dış yüzeyi tuğla örgü ve büyük kesme taşlar ile örülmüştür. Hamam yapısı iki katlı olup, Efes Antik Kenti Hamamları ile boy ölçüşebilecek niteliktedir.
Burada sırtınızı Hamam Yapısına çevirip yukarı doğru tırmanmanızı tavsiye ederiz. Bu rota üzerinde sizi ilk olarak MACELLUM karşılayacaktır. Macellum’un en güzel örneklerinden birini Aigai Antik Kentinde görmüştük. MS 2 yy de inşa edilen Macellum, lüks ürünlerin satıldığı bir pazar yeri işlevini görmüştür. Macellum alanı 21mt x 21mt lik bir alanda üç tarafı sütünlü bir çatı örtüsü altında yer alan dükkanlarda oluşmakta idi. Aşağıdaki fotograflarda avluyu görebileceğiniz gibi aynı zamanda bir sanat eseri gibi işlenmiş olan yağmur rogar kapaklarını da görebilirsiniz.
Macellum’un orada karşılaştığımız sütunlardan bahsederek ilerlemek isterim yazımıza. Burada kenarda devrilmiş olan sütünların parçalarını görebilirsiniz. Sütunlar üst üste konmuş dairesel formda işlenmiş mermerlerden oluşmakta idi. Üst üste konan bu taşların devrilmesini de engelleyebilmek için taşların ortasında açılan bir deliğe demir konur ve üst üste gelen taşlarda bu demir sayesinde yana kayma engellenirdi.
Tabi bu demir parçasını sabit tutmak gerekiyordu. Bunun için dönemin inşaat tekniğinde kurşundan yararlanılmış ve bu demir yerine yerleştirildikten sonra kurşun dökülerek demir yerine sabitlenmiş. Mermer taş parçalarının fazlalık kurşun nedeniyle üst üste oturmasının engellenmemesi içinde sütun alt elemanında bir kanal ile fazladan dökülen kurşunun taş yüzeyinde şişkinlik yapmasının önüne geçilmiştir.
Neyse bu bilgiyi de sizlerle paylaştıktan sonra yolumuza devam ediyoruz. Sırada YUKARI AGORA bizi bekliyor. Helenistik Dönemde bu meydan kentin politik merkezi konumunda idi. Kent Meclis Binası’da bu nedenle bu meydana hakin bir konumda inşa edilmiştir. İmparator Augustus döneminde bu meydan tekrardan düzenlenir, zemini taş ile kaplanarak çevresine mermer sütunlu portikolar inşa edilir. Bu meydana dört adet Sagalassos için onursal öneme sahip dört ileri geleninin bronz heykeli de 14 mt yüksekliğinde sütunlar üzerinde bu meydana yerleştirilir.
M.S. 1 yy itibariyle, Roma İmp.’luğunun gözüne girebilmek için şehrin zenginleri bu meydanı bir çok onursal yapı ile doldurmaya başlarlar. Bu süreç MS 500 civarında meydana gelen depreme kadar devam eder. Bu deprem ile bu yapıların büyük çoğunluğu yıkılıp, toprak altında kalırlar. MS 6yy da halk bu meydanı tekrardan kullanıma açmak için yıkıntı heykel parçalarını toplar başka yapıların inşasında kullanarak bu alanı boşaltırlar ve meydan, şehrin en gösterişli politik meydanı olma vasfından çıkarak, bir pazar meydanı haline gelir. MS5yy’a kadar burada inşa edilmiş olan en önemli yapılardan bir tanesi CLAUDİUS KEMERİ dir. Bu kemer 2010 – 2013 yılları arasındaki kazılarında hemen hemen tüm parçalarının bulunması neticesinde yeniden ayağa kaldırılabilmiştir. Bu kemerin hemen hemen bir başka benzeri de tam karşısında yer almaktadır.
Gelelin Yukarı Agoda’nı en muhteşem yapına. Bize de yaklaşık 500 km lik bir yol getirten bu muhteşem yapı ANTONINLER ÇEŞMESİ ‘dir.
ANTONINLER ÇEŞMESİ ‘si MS 160-180 yılları arasında inşa edilmiş çok görkemli bir çeşmedir. Tek katlı 28 mt uzunluğundaki ve yaklaşık 9 mt yüksekliğindeki bu çeşmede su 4,50 mt yüksekliğinden bir şelale misali akmaktadır.
ANTONINLER ÇEŞMESİ ‘si MS 160-180 yılları arasında inşa edilmiş çok görkemli bir çeşmedir. Tek katlı 28 mt uzunluğundaki ve yaklaşık 9 mt yüksekliğindeki bu çeşmede su 4,50 mt yüksekliğinden bir şelale misali akmaktadır. Çeşmenin havuz kısmı yaklaşık 81 m3 lük bir hacime sahiptir. Çeşme muhtemelen Sagalassos’un önemli hayırseverlerinden Titus Flavius Severianus Neon ve Eşi tarafından yaptırılmıştır. Çeşme üzerindeki heykeller kazı sırasında bulunan orjinal heykellerin kopyaları olup, orjinalleri Burdur Müzesinde sergilenmektedir. Depremler, şehirlere felaket getirse de muhtemelen bu muhteşem çeşmenin günümüze ulaşmasında da önemli rol oynamışlardır. Çeşme bir depremde olduğu yerde yıkılıp tamamen toprak altında kalmıştır. Bu şekilde zaman içerisinde bu çeşmenin yapı elemanları başka devşirme yapılarda kullanılmaktan kurtulmuştur. Arkeolojik kazılarda çeşme olduğu gibi yere yazmış bulunduğu için parçalarının tekrar ayağa kaldırılması imkanı olmuş ve bu şekilde günümüzde yani inşa edildiği yıldan neredeyse 1900 yıl sonra çeşme hala faal olarak korunabilmiştir.
Az önce de bahsettiğim gibi Yukarı Agora aslen şehrin politik merkezi idi ve MECLİS BİNASI‘da bu alana hakim bir noktada inşa edilmişti. BOULEUTERION diğer adı ile SEÇİLMİŞLER MECLİSİ MÖ 100’den hemen sonra inşa edilmişve Yukarı Agora’nın hemen batısında yer alan doğal bir teras üzerine kurulmuştu.
Şehrin en üst noktasına tırmandığınızda, sizi KUZEYBATI HEROON yapısı karşılayacaktır. MS 1yy dan biraz önce inşa edilen yapı, 15 mt yüksekliğinde bir kule yapısı olup 7,80 mt x 8,50 mt lik bir podium üzerinde yükselmektedir. Heroon Yapıları, birini onurlandırmak için yapılan yapılar olup, şu ana kadar yapılan çalışmalarda bu yapının kimi onurlandırmak için yapıldığı daha belirlenememiştir.
Heroon’un podyumu üzerinde anıtı üç cephede çevreleyen, yaklaşık 1,20 mt yüksekliğe sahip muhteşem bir friz yer almaktadır. Orjinal taşlar şu an Burdur Müzesinde sergilenmekte olup, bu friz üzerinde neredeyse gerçek boyutlarında 14 adet dans eden kız betimlenmiştir. Bunların en başında kitara çalan bir kız betimlenirken sonrasındaki kızlar ise şallarını tutarak dans ederken betimlenmişlerdir. Aşağıdaki ilk fotografta en solda kitara çalan kız figürünü görebilirsiniz.
Heroon’un hemen yanı başında sizi DOR TAPINAĞI karşılayacaktır. Bu tapınak, MÖ 50-25 yıllarında Sagalassos’un en yüksek noktasında inşa edilmiştir. Bugün günümüze kısmen ayakta duvar duvarları ulaşabilmiştir. Dor mimari tarzı ile inşa edilmiş benzer bir tapınağı Heraklia antik kentinde de görebilirsiniz. Bloğumuzda Heraklia Antik Kentine bu link ile ulaşabilirsiniz. http://sumakocelebi.com/2019/03/09/herakleia-antik-kenti-2019/ Tapınak, MS 400 lü yıllara kadar kullanılmış olsa da bu tarihten sonra önemini yitirmiştir.
Sagalassos’un Kuzey batı kesimindeki gezimizi tamamladıktan sonra yönümüzü Kuzey Doğuya doğru çeviriyoruz. Bu kısımda Tiyatroya çıkan yamaçta bizi ilk olarak GEÇ HELENİSTİK ÇEŞME karşılıyor. Bu çeşme, İmparator Augustus döneminden önce, MÖ 50-25 yılları arasında inşa edilmiştir. Dor düzeni ile dizili sütunların bulunduğu bir avlu içerisinde yer alan bir çeşmeden oluşmaktadır. 1997 yılında restore edilen çeşmeye kendi su kaynağından yeniden su bağlanmış ve çeşmeden su akması yeniden sağlanmıştır.
Çeşme’nin hemen ülk kesiminde NEON KÜTÜPHANESİ yer almaktadır. MS 120 civarında inşa edilmiş olan kütüphaneyi, Titus Flavius Severianus Neon’un ölen babası için yaptırmıştır. Efes Celcius Kütüphanesi de benzer şekilde bir oğulun vefat eden babası adına yaptırılmış olması ile Neon Kütüphanesi ile benzerlik göstermektedir.
NEON KÜTÜPHANESİ‘sinin sadece arka duvarı orjinal yapıya ait olup, bu podyum üzerindeki nişlerde küçük heykeller sergilenmekteymiş. Yapı zaman ile çeşitli değişiklikler göstermiş. Çatısındaki sıkıntılar nedeniyle de MS200 civarında salon küçültülerek kullanılmaya devam edilmiştir.
NEON KÜTÜPHANESİ‘sinin mozaik zeminin ortasında bugün maalesef bozulmuş durumda Truva Savaşı destanından bir sahne yer almaktaymış. Bu sahnede Achilles’in Truva Savaşına girmek için Yunanistan’dan ayrılırken annesi Thetis’e veda ederken tasvir edilmiştir.
NEON KÜTÜPHANESİ’den doğu istikametinde ilerlemeye devam ettiğinizde sizi TİYATRO karşılayacaktır. Tiyatronun inşasına, MS120 civarında başlandığı tahmin edilmektedir. Bu dönemde daha önce de değindiğimiz gibi İmparator Hadrian, Sagalassos’u Pisidya Bölgesinin kült merkezi ilan eder. Bu nedenle de hamam yapısında olduğu gibi Tiyatro yapısının da inşasında sadece Sagalassos nüfusu değil çevreden gelecekler de dikkate alınarak kapasite öngörülerek Tiyatro inşaa edilmiştir.
Bu şekilde Sagalassos’un nüfusu 5.000 kişi iken Tiyatro 9.000 seyirci kapasiteli olarak inşa edilmeye devam etmiştir. Fakat inşaat sürecinde yaşanan maddi sıkıntılar nedeniyle inşaat MS 180 – 190 yılları arasında durmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle genelde tiyatrolarda sahne yapısı iki katlı olurken bu tiyatroda tek katlı olarak inşa edilmiştir.
Tiyatronun seyircilerin kolay ulaşımı için inşa edilmiş tonozlu yapısı ve Vomitoriası korunmuş durumdadır. Bugün dahi bu vomitoriadan geçip, tonozlu yapının içinden yürüyüp, tiyatroya girip yapıp, seyirci sıralarına ulaşabilirsiniz.
Şehrin kuzey kısmındaki geziyi tamamladıktan sonra sıra şehrin güney kısmına yani Aşağı Agora tarafına gelir. Bu tarafı gezmek için başladığımız nokta olan Roma Dönemi Hamamının yanından aşağı güneye doğru ilerlememiz gerekir.
Bu kesminde karşımıza ilk olarak ODEON gelecektir. MÖ 27-MS 14 yılları arasında inşasına başlanan yapı, 200 yıl gibi uzun bir sürede tamamlanabilmiştir. Odeon, üzeri kapalı bir konser ve tiyatro etkinlik salonu olarak kullanılmakta didi.
Bir sonraki durağımız şehrin AŞAĞI AGORA‘sı oluyor.
Bu meydan, İmparator Augustus döneminde (MÖ 27-MS14) düzenlenmiştir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi şehrin Yukarı Agorası daha çok bir politik merkez konumunda olduğu için bu Agora, şehrin ticari hayatının Macellum ile beraber yaşandığı meydandı. Agora’nın batı ve doğu kenarları sütunlu üstü çatı örtülü bir yapıya sahipti. Agoranın doğusundaki sütunlu yapının altında dükkanlar yer alırken batı kesmindeki sütunların altı ise insanların kızgın güneşten korunacakları portiko şeklinde düzenlenmişti. MS6 yy da batı kesmindeki portiko (aşağdaki resimdeki sağ taraf) lokanta ve barlar yapılmak için duvarlar ile bölünerek dükkan haline getirilmişti.
Agora’nın kuzeyinde Sagalassos’un sembolerinden bir olan bir çeşme yer almakta idi. Bu çeşme, HADRIAN ÇEŞME‘si dir. Çeşmenin arka duvarında sekiz adet niş yer almaktadır. Bu nişlerde heykeller yer almaktaydı. Arka duvardan akan kaynak suyu, çeşmenin önündeki haznede toplanmaktaydı.
Sagalassos’da bizim gezdiğimiz son nokta ise SÜTUNLU CADDE oluyor. MS 1 tyy da inşa edilmiş olan taş döşeli bu caddenin iki yanı nı dükkanlar oluşturmakaydı. Cadde yaklaşık 300 mt uzunlupunda ve 10 mt genişliğindeydi. Sagalassos’a gelenler, şehrin güneyindeki İskender Tepesinden ilerleyerek bu cadde üzerinden kente girmekteydiler.